28 Kasım, 2025

OLİGARŞİNİN TUNÇ KANUNU

 “Seçilmişlerin seçmenler, vekillerin vekalet verenler, delegelerin delege edenler üzerinde egemenlik kurmasına yol açan örgütün kendisidir. Örgütten bahseden gerçekte oligarşiden bahsediyor demektir.”

Alman sosyolog Robert Michels, Siyasal Partiler isimli eserinde bu sözlerle “Oligarşinin Tunç Kanunu”nu özetlemektedir.
Bu kuram, tamamen demokratik olduğunu savunan kurumlar ve yönetim birimlerinin de sonunda küçük bir azınlığın kontrolüne geçtiği; yönetimin olduğu her yerde değişen biçimlerde oligarşik bir yapının oluşma eğilimini ileri sürer.
Buna göre, demokratik kitle örgütleri büyüdüğü; bu örgütlerin doğru ve hızlı kararlar almaları için uzmanlık bilgisine ihtiyaç olduğu ve örgüt içinde başkan olarak seçilmenin ayrıcalıklı bir yeri olmaya devam ettiği sürece, örgütü oluşturan bireyler bütün bu sorunların üstesinden gelmesi için liderliği kutsamaya başlayacak ve nihayetinde yönetim küçük bir azınlığın, yani oligarşinin, eline geçecektir.
Oligarşinin Tunç Kanunu göre, karar vericiler, doğrulanmak ihtiyacı içinde olduklarından dolayı, destek elde etmek için bilgiyi manipule etmektedirler. Lider veya etrafındaki kümelenerek oligarşik yapıyı oluşturan insanlar kendi menfaatleri için doğru bilgiyi engellemektedirler.
Çoğu zaman iktidar gücü gerçekleri görmeyi de engellemektedir. Meselâ, bir kişi sadece halihazırda iktidarda olduğundan ve bundan faydalanarak, iktidar gücünü kullanarak tekrar tekrar seçilebilmektedir. Bu tekrar tekrar seçilme durumu da oligarşiyi güçlendirmekte ve demokratik olmaktan çıkıp, bireysel veya oligarşik grup menfaatlerini merkeze koyan yapı oluşturmaktadır.
İşte bu yüzden gerek siyasi parti başkanları, gerek iktidarın başındaki kişiler, gerekse STK yöneticileri görevlerinde en fazla iki dönemden fazla veya belirli bir süreyle sınırlanmış zamandan fazla görevde kalmamalıdırlar.
Bu gerçekleşmiyorsa "Oligarşinin Tunç Kanunu"nun devreye girmesi kaçınılmazdır ki bugün ülkemizde partiler, iktidarlar ve STK'larda yaşanan durum budur.
Yönetimde olup oligarşik yapıyı oluşturmuş kişi veya guruplar, elde ettikleri gücü ve menfaatlerini kaybetmemek için, böyle bir kural yasal güvence altında olsa bile bu durumu bertaraf etme, delme eğiliminde olurlar.