24 Haziran 2019 Pazartesi

Vicdan da Şart Vefa da

Yaşlı bir bey, sabah erkenden evinden çıkmış yolda ilerlerken, bir bisikletlinin kendisine çarpması ile yere yuvarlanmış ve hafif yaralanmış.
Sokaktan geçenler, yaşlı adamı hemen en yakın sağlık birimine ulaştırmışlar.
Hemşireler, adamcağızın yarasına pansuman yapmışlar ve “biraz beklemesini ve röntgen çekerek herhangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini” söylemişler.
Yaşlı adam huzursuzlanmış ve acelesi olduğunu, tetkik istemediğini bildirmiş.
Hemşireler merakla acelesinin sebebini sormuşlar ve aralarında şu konuşma gerçekleşmiş.
Adam: “Karım huzur evinde kalıyor, her sabah onunla kahvaltı etmeye giderim, geç kalmak istemiyorum”
Hemşire: “Karınızın, siz gecikince merak edeceğini düşünüyorsunuz herhalde?”
Adam: “Ne yazık ki karım alzheimer hastası ve benim kim olduğumu bilmiyor”
Hemşireler hayretle “Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor, neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşturuyorsunuz?”
Adam buruk bir sesle “Ama ben onun kim olduğunu biliyorum”
*****
Sanırım vefa ve vicdan kavramlarını en iyi anlatan hikayelerden biri budur.
Karşımızdaki bilmese, anlamasa bile doğru ve güzel olan davranışta bulunmak ne büyük bir erdemdir.
Zaten diğer insanlar takdir etsin diye değil doğru olduğu için yapılan davranışlar güzeldir.
“İyilik yap at denize;
Balık bilmezse Halık bilir” deriz ya işte tam da öyle.
Güzel insanlarla söylenen güzel sözler hiç bir zaman israf değildir. Yeter ki yürekten ve samimiyetle söylensin.
Sevgiyle kalın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder