2012-2013 öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlayan 4+4+4 eğitim yasasıyla birlikte eğitim yaşamında köklü değişiklikler olurken, okula başlama yaşı da değişmişti.
60 Aylıktan itibaren veli isterse çocuğunu okula başlatabilecek, 66 ay ise zorunluydu.
Dinleyen kim?..
Üstelik çocuklarını okula göndermek istemeyen ailelerden bir de çocuğu için “yetersizdir” raporu istediler, çocukları “yetersizlikle” damgaladılar.
Bir yıl sonra rapordan vazgeçildi, dilekçe yeterli görüldü.
Bu süreçte 60-66 aylık çocuklarını okula vermek isteyen tanıdıklarıma ben de "sakın ha" deyip, mahsurlarını anlattım, dinleyen oldu, dinlemeyip okula gönderen oldu. Okula erken gönderilen çocukların çoğunun bocaladığını veya bazılarının eğitimden koptuğuna üzüntüyle şahit oldum.
6 yıl sonra okula başlama yaşı 69’a yükseltildi, bir yıl da erteleme kararı verildi.
Geldik 2025’e ne oldu?
Aradan koskocaman 13 yıl geçti. Meğer ‘sakıncalıymış’ çocukları okul olgunluğuna erişmeden okula başlatmak, öğrenme açıkları, sınıflarda yaş farkı zorbalığa yol açıyormuş.
Şimdi 72 aya yükseltilecekmiş.
13 yıl önce zaten 72 ay değil miydi?
“Ben yaptım oldu” demek işe yaramış mı?
Heba olan çocukların hesabını kim verecek?
Yine düşünülmeden, "Ben yaptım oldu" saçmalıklarından biri de bitişik el yazısı ve tümden gelim saçmalığıydı ki onu da yaptılar, sonuç hüsran oldu. Şimdi çocuklar kendi yazdıklarını bile okuyamıyor.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Güzel insanlarla söylenen güzel sözler hiç bir zaman israf değildir. Yeter ki yürekten ve samimiyetle söylensin.
Sevgiyle kalın