Bazıları bütün ikballerini, menfaatlerini veya adam yerine konma lükslerini birilerinin varlığına borçlu olurlar. Düşüncelerinin ve eylemlerinin referans noktası o birileridir.
O birileri varsa kendileri de vardır. Yanlış da olsa, sevmeseler de, bunu açıkça bilseler, görseler de; zihinleri başka da düşünse, dilleri başka söyler.
Daha da aşağılık olanı; herhangi bir menfaati olmadığı halde, bir menfaat elde etme ihtimaliyle zihinlerini, dillerini, iradelerini köleleştirenlerdir.
Bunun adı zihinsel ve midesel köleliktir...
Adı "İnsan" olan bir yaratılmış için ne ağır bir yüktür bu? Ya da bu durumda insandan söz edilebilir mi?
Bu durum, insanın fıtratına ve bütün semavi olan ve olmayan dinlere, ateistler için etik değerlere aykırı olduğu gibi, vahşi kabilelerdeki kural ve değerlere bile aykırıdır.
Maalesef, izlediğim bütün belgesellerdeki hayvan davranışlarına da aykırı olduğunu gözlemliyorum.
Bu zihinsel kölelik insan fıtratı değilse, hayvan fıtratı da değilse, geriye insan ve hayvanın dışında başka bir yaşam formu olduğu ihtimali kalıyor.
Dolayısıyla bunlara insan demek insanlığa haksızlık olur da, nedir, nasıl organizmalardır bunlar, nasıl tanımlamak gerekir bilemiyorum...


"Hırsları ve mideleri beyinlerini yönetir. "
YanıtlaSilEvet aynen ülkemizin hali maalesef.
Bu midesi beynini yönetenler birbirlerine gebe o yüzden de birbirlerinin pisliklerini kapatmak zorundalar. Bir şey olunca da birbirlerini kolayca satarlar, o yüzden birbirlerine güvenmezler de.
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Saygılar
Sil